Hasan Alp Adıyaman | Aklımdakiler

0
318

Sinema Perspektifinde Medyanın dünü bugünü ve sorunları

Gazetecilik ve geleneksel medya geçmişte olduğu gibi günümüzde de birçok temel ve benzer sorunla karşı karşıyadır. Bunların en temelinde iktidar, basın ve sermaye ilişkileri yatar. Tüm bu ilişkiler ağı medyanın toplumun haber alma özgürlüğü ve hakkını kısıtlar, baltalar ya da zaman zaman katı sansürlerle tamamen yok eder.

Gazeteci açısından bakıldığında ise tehdit, hayati tehlike, toplumsal baskı, cezai yaptırımlar gibi sebeplerden dolayı haber yapmak eskisinden de zordur. Çünkü artık günümüzde insanlara ulaşmak eskisinden çok daha kolaydır ve çoğu bilgi kısa sürede her yere yayılmaktadır. Tüm bu sorunları veyahut benzerlerini işleyen birçok film mevcuttur fakat bu çalışmada bu bahsettiğimiz evrenin bir kısmını oluşturan The Post (2017), Spotlight (2015) , Nightcrawler (2014) , Good Night and Good Luck (2005), Salvador (1986) , Under Fire (1983) , All The President’s Man (1976) filmlerini inceleyip bu filmlerdeki örnekler üzerinden gazetecilik sorunlarını ve sebeplerini yazı dizi olarak anlatmaya çalışacağım.

The Post (2017)

The Post’ Ve ‘Good Night And Good Luck’ Filmleri Üzerinden İktidar Ve Sermaye Okuması Ve İktidarın Gazeteci Üstündeki Baskısı


‘The Post’ ve ‘Good Night And Good Luck’ filmleri gazete ve yayıncıların kendi bulundukları dönemde iktidar ile yaşadıkları sorunları vurgulamak isteyen bir perspektiften izleyiciye sunulmuştur. İki filmde, iktidar ve sermaye ilişkilerinden dolayı kamuoyunun bilmesi gereken bilgileri, kamuoyuna anlatmakta , kamuoyunu bilgilendirmekte kararsız kalan basını anlatır.

İktidarlar toplumları kontrol etmek için haber kaynaklarını kontrol etmek zorundadır. Bunu kimi zaman sermaye sağlayarak kimi zaman imtiyazlar vererek bazen ise sansür ve baskıyla yaparlar. Basının bir kısmı ise zaten iktidarındır. Çoğu zaman her şey sermaye ilişkileriyle başlar basın organının istihdamı için reklama ve reklamın getireceği paraya ihtiyaç vardır. Reklamları veren ve parayı sağlayan şirketler ise genelde iktidarlara daha yakın olan şirketlerdir ve bu ilişkiler bütünü medyanın istediği haberleri yayınlayabilmesi önünde büyük bir engel teşkil eder.

Noam Chomsky’nin de bahsettiği propaganda modelinin ögeleri, demokratik, özgür ve objektif bir haber anlayışının önündeki büyük engellerdir (Gadimov, J . (2015). Herman ve Chomsky’nin Propaganda Modeli: (Rızanın İmalatı: Kitle Medyasının Ekonomi Politiği . Ankara Üniversitesi İlef Dergisi , 2 (2) ,215-226)

Eğer aksi olursa sermaye kesilir, iktidar aleyhine olan haberler artarak devam ederse sansürler ve cezai yaptırımlar uygulanmaya başlar. Bu döngünün çözümü sermayeyi ve imkânları muhalif olana alternatif olana vermekte olmayabilir. Çünkü benzer radikal ve demokratik olmayan tutumları muhalif olan medya da gösterebilmektedir. Örneğin Türkiye’de Fox TV, Halk Tv gibi kanallar buna örnek olarak verilebilir.

Buradaki bir diğer sorun ise kitlelerin bu içinde bulundukları medya ortamının içine hapsolmuş olmalarıdır. Bu sebepten dolayı alternatif çözüm arayışı toplumun bir kısmı tarafından daima sürdürülse de önemli bir kısmı bu arayışın, demokrasi arayışının dışında kalabilmektedir. Stuart Hall Egemen, Muhalif ve Müzakereci olmak üzere 3 tip izleyiciden söz eder (Oğuz, H . (2014). Stuart Hall. Moment Dergi, 1 (1), 125-136).

Stuart Hall’ın yaklaşımı Nationwide deneyinin ardından her ne kadar yeni bir soluk kazanmış olsa da Stuart Hall’in yanıldığını söyleyemeyiz. Egemen izleyiciler iktidarı başa getiren izleyiciler oldukları için zaten çoğunluktadırlar ve bu çoğunluk kendi filtre odalarını yaratarak farklı fikirlere açılmalarının önünü kapar, muhalif taraf ise örneğimizde her ne kadar daha araştırmacı ve eleştirel olabilse de olaya karşı zaman zaman radikal olan yaklaşımı egemen tarafın yaklaşımından bir farkı kalmamasına neden olur. Bizim en çok ihtiyacımız olan “müzakereci” yani iki tarafı tartan, neredeyse her bakış açısını izleyen ve takip eden izleyicidir.


The Post , Good Night And Good Luck Ve Günümüzde Alternatif Gazetecilik


Günümüzde de medya geçmişte olduğu gibi birçok baskı ve tehditle karşı karşıyadır. The Post ve Good Night and Good Luck filmlerinin geçtiği dönemlerde iktidar tarafından uygulanan baskı ve sansür günümüzde de devam etmektedir. Ancak günümüzde medya ‘yeni medya kavramıyla’ beraber tüm bu baskıları ve sansürleri kompanse edebilecek bir kıvama gelmiştir.

Geçmişte alternatif medya kavramı olsa da bunu günümüzdeki kadar organize ve hızlı kullanabilmek birçok açıdan zordu. Çağımızda ise yeni medyayı oluşturan teknolojik kaynaklar ve bunların kullanmamıza olanak sağladığı sosyal medya yeni bir medya ve de gazetecilik yaratmıştır.

Sosyal medya ve diğer alternatif kaynaklarda sansürlenebiliyor olsa da çeşitli yollardan ulaşmak ya da sansür gelmeden enformasyona ulaşabilmek genelde birçok kişi tarafından mümkün olmaktadır. Bu yeni gelişmeler çerçevesinde yeni bir kavram olan “yurttaş gazetecilik” kavramı da oluşmuştur. İnterneti kullanabilen ve herhangi bir bilgiye ulaşabilen ve paylaşan herkes artık bir nevi haberci olmuş durumdadır.


‘The Post’tan Günümüze Gazetecilik

Teknolojik gelişmeler ve beraberinde WEB 2.0’ın çıkışı tüm dünyayı etkileyecek değişikliklere sebep olmuştur. WEB 2.0’ın ortaya çıkarttığı başlıca etki ise sosyal medya ve sosyal medyanın getirdiği ulusal ve küresel etkileşim ağı olmuştur.

Geleneksel medyanın güncel olamama, bir gün öncesinin bilgilerini verme ve kağıt maliyeti gibi sorunlarını ortadan kaldıran internet ve sosyal ağlar yeni medya kavramını oluşturmuştur. Geçmişe oranla teknoloji çok daha ulaşılabilir ve ucuz durumdadır. Bu durum toplumdaki herkesin telefon ve bilgisayar gibi aygıtlara erişimini oldukça mümkün kılmıştır ve artık herkes kendi enformasyonunu üretebilir hale gelmiştir. Tüm bu gelişmeler ‘yurttaş gazetecilik’ kavramını doğurmuştur. Tabii şunu da eklemek gerek, yurttaş gazeteciliği yalnızca teknolojik gelişmelerin sonucu olarak görmek doğru olmaz. Yurttaş medya aynı zamanda halkın kendi sesini duyuramadığı medyanın işlevini yerine getiremediği ya da medyanın kamu yararından
çok iktidar yararına çalışması sonucu gereklilik olarak ortaya çıkmış bir kavramdır.

Sosyal medyanın çıkışından önce insanlar yurttaş haberciliğini broşürlerle, resimlerle, karikatürlerle ve halkın tamamını bilgilendirmek için bastıkları kağıtlarla yaparlardı. Günümüzde eski yurttaş geleneklerinin yerini büyük oranda sosyal medya aldı. Melisa Wall kendi tanımlamasında “yurttaş gazetecilik, profesyonel olmayanların ürettiği her türlü yazılı, işitsel, görsel, interaktif vs. haber içeriğidir” diyor (2015:798).

Yaşadığımız çağda gazeteciliği The Post filmindeki kadar cesurca, All The President’s Man filmindeki kadar sabırla ya da Good Night and Good Luck filmindeki kadar kararlı olarak yapmak birçok açıdan mümkün değildir.

Yerel basında çalışan birçok gazeteci gerçek olduğunu düşündükleri şeyleri söyledikleri için işlerinden atılmış, tehditler almış, yaptırımlarla karşılaşmışlardır.

The Post filminin anlattığı dönem (1960-80) ABD’nin Vietnam savaşıyla ilgili sakladığı birçok belge halkın yararı adına ortaya çıkarılmış ve ilk önce Times gazetesi tarafından basılarak yayınlanmıştır. Fakat Times gazetesi bunun üzerine ciddi hukuki yaptırımlar ve baskıyla karşı karşıya kalmıştır. Benzer belgelere sahip olan The Washington Post gazetesi devletin Times gazetesine uyguladığı baskıdan dolayı belgeleri basıp basmamak konusunda kararsız kalır ancak onlarda belgeleri basar ve hükümetle ciddi bir hukuk mücadelesine girerler. Sonuç olarak davayı kazanırlar. Ancak o günlerden bugüne çok fazla bir şey değişmedi.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, 2020’de dünya çapında 229 gazetecinin cezaevinde bulunduğunu açıkladı. Rapora göre en az 67 medya çalışanının cezaevinde bulunduğu Türkiye’yi hapisteki 23 gazeteciyle Çin, 20 kişiyle Mısır, 16 kişiyle Eritre ve 14 kişiyle Suudi Arabistan izledi.

Günümüzde The Post filmine en yakın örnek Edward Snowden olayıdır.

Yine birçok gizli belge paylaşılmış ancak bu sefer internet ortamı üzerinden Wikileaks platformu ile paylaşılmıştır. Eskiden yalnızca gazete yoluyla geniş kitlelere ulaşabilen bilgiler artık dijital ortamda kısa sürede birçok kişiye ulaşmaktadır. Durum böyle olunca hükümetlerin sansür politikaları bu tip durumlarda yetersiz kalabilmektedir.

Medya özgürlüğü belirttiğimiz sebeplerden dolayı her zaman baskılansa ve kontrol edilse de yeni medya ve dijital ortam
topluma kendi haberini üretme, duyurma ve sansürün önüne geçme açısından ciddi avantajlar
sağlamaktadır.

(Yazı dizisidir) devam edecek…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here